İnci OKUMUŞ
BİR SEVDA OLARAK HÜVEL BÂKİ MÜHRÜNÜ KALBE KOYAN ŞAİR: NURULLAH GENÇ
Nurullah Genç şiirlerini okuyunca, güzellikleri ayağa kaldırmak için daha çok yorulası geliyor insanın… Yolculuk edesi geliyor hatta yeni ve güzel şeyler bulmak için ve dahası odunu ocağı bırakıp dışarı çıkası geliyor, hicret edesi geliyor, kendinden çıkıp yine kendi kendine…
Genç şiirleri, suyun yerinde durup kalmayanından bana kalırsa. Herkesin bildiğince bir yağmur olanından evet ama belki de buhur buhur kimseciklere görünmeden göğe geri dönüp yağmurlara vesile olanından daha çok. Biz, herkes yalnızca suyun akınca güzelleştiğini değil, durduğu yerde ve belki bir kalpte, zemzem tadının varlığını duyumsuyoruz o şiirlerde. Saf ve duru.
Hayatın içinde ölü kalanları diriliğe çağıran o seslenişler, Nurullah Genç şiirlerinin hususi yanlarından biri. Yalnızlığı, kalabalığın gürültüsü içinden, vuslatın bekasını ayrılıkların sürdüğü yerden hülasa harfleri mürekkeplerin kuruduğu yerden çağırıp ahvallerini gözetleyen başka bir şair var mıdır bilemiyorum.
Bütün seslenişler Allah’ta sebat ederlerse taze kuvvete nail olurlar. Bu sözü Genç şiirlerine bakıp kendim söyledim. Çünkü onca kadim yollardan gelen ne bir kelimenin ne de kanat çırpan bir sesin yorgunluğuna zerre tanık olmadım.
İçinde olduğumuz bir hülyanın sabahında, bir sevda olarak hüvel bâki mührünü kalbimize koyuyor Nurullah Genç şiirleri. Acılar içinden geçip gidemeyen, fısıltılar içinde haykıran şefkatli kılavuzlar ediyor her birimizi.
Yeri geldiğinde, ‘yeter ki şiirlerimizin adamı olalım’ diyorum hep içimden. Bunun yanında, Nurullah Genç’in şahitliğe çağıran o seslenişlerinden, hayli zor bir ödeve talip olduğumuzu da biliyorum.
Şimdi sözün tam da burasından durup şunları düşünüyorum: Kalbin taraçalarında yaşayıp duran ıstırabın adresi nasıl verilir ki? Yahut kalbin kadranında geçen vakit nasıl okunur ki? Veyahut kalbin sahifelerinde gönüllerce yazan o mısralar nasıl unutulur ki? Bütün şiirlerinin önce ve ilkin Tek Bir muhatabı olduğu gibi, bunun da benim nezdimde tek bir cevabı bulunuyor. Arz edeyim:
Nurullah Genç şiirleri, kimi yaşayanların yüzünde, kimi eşyaların duruşunda, hülasa cümle yaratılmışın gönlünde ve ruhunda gizlenen esmayı okumaya çağırır muhataplarını. O defa, ıstırabın adresini de verirsin. Kalbin kadranındaki vaktin ahvalini de… Ve elbette hatırlar ve anarsın O, şah damarından yakın olanı mısralarda hece hece.
Her daim söylediğimdir; Şairin sırat köprüsü şiirleriyle başlar. Genç’in bu köprüden geçerken hakikat ruhunun kulağına şiirler fısıldayarak imanını imtihan ettiğine kaniyim.
Bütün bunlar üzerine başka ne demeli şimdi ki? Nurullah Genç şiirleri, büyük mesuliyete dikkat çekmesi bakımından hepimizi ”kocaltmaya” yeter de artar bile vesselam.
Kaynak: OKUMUŞ İnci, “Bir Sevda Olarak Hüvel Bâki Mührünü Kalbe Koyan Şair ‘Nurullah Genç’”, (Ed. Hüseyin UZEL), Konuştuğumuz Dile Serenat 5 – “Vahamıza Yağmur Çağıran Şair / Nurullah Genç”, Türmatsan, 2018, s.12-13.