Bülent ARI: Âşık Feymanide Nasihat

Doç Dr. Bülent ARI

ÂŞIK FEYMANİDE NASİHAT

Toplumsal Konularda Nasihatler
Âşıklar, yaşadıkları toplumun dilidir, halkın düşündüklerini söylediklerini dillendirirler. Toplumdaki olumsuzluklar âşıkların şiirlerine yansır. Onlartoplumun aksayan yönlerinden şikâyet eder, yanlışları söyler, olması gerekenleri öğüt olarak sıralar. Âşıklar tepkilerini imayla, iğnelemeyle, kınamayla, alayla, yergiyle ortaya koyduktan sonra kendi doğrularını ve toplumsal doğruları öğüt olarak sıralarlar.
Âşık Feymânî, gelenek ve göreneklerine bağlı olduğunu bu nedenle en azından kendi hayatında bazı gelenekleri yaşamaya çalıştığını belirtmiştir. Geleneklerin yok olmasını, kültürün can damarlarının kesilmesi olarak görmektedir. Bu nedenle gelenek ve göreneklerin gelecek nesillere aktarılmasında kendini görevli hissetmektedir. Feymânî, genel toplumsal nasihatler içerisinde değerlendirebileceğimiz “Gelenek ve Görenek” şiirinin tamamında gelenek-göreneklerimizi sıralayarak gençlere mesaj vermektedir

Ozan vardı, baksı vardı, kam vardı,
Böyleydi gelenek göreneğimiz.
Dede Korkut toytoylardı, soylardı,
Böyleydi gelenek göreneğimiz

Âşık Feymânî, “Çukurova’nın Dili” isimli şiirinde yeni nesle Çukurova’da kaybolmuş veya kaybolmaya yüz tutmuş birçok yöresel âdeti ve kelimeyi tanıtmaya çalışmıştır. Ona göre kelimeler yörelerin kültürel zenginlikleri olarak yeni nesillere aktarılmalıdır. Bu nedenle şiirlerinde özellikle artık yeni neslin kullanmadığı, duymadığı kelimelere yer vermeye çalıştığını belirtmiştir. Ona göre bu tür yöresel kelimeler Türkçenin daha da zenginleşmesini sağlayacaktır. Genel toplumsal nasihatler içerisinde değerlendirebileceğimiz “Çukurova’nın Dili” isimli şiirinin tamamında bu kelimeleri tanıtmaya çalıştığı görülür:
Erpurçarırcimiz yerin söğüdü,
Ne hoş olurkavırgacın kavıdı,
Ananın ninnisi, baba öğüdü,
Diline hayranım Çukurova’nın

Âşık Feymânî; ilme, öğrenmeye çok değer verdiğini belirtmiştir. Bundan dolayı da şiirlerinde sık sık ilmin güzelliğinden bahsetmektedir. Bazı şiirlerinde ilmi güzel şeylere benzettiği görülmektedir. Kul Mustafa ile atışmalarında cahil insan ile kâmil insanı mukayese ederek yine ilmin ve âlimin önemine işaret etmiştir:
Cahil karga gibi olmaz derneği
Kâmilin sohbeti sözü başkadır
Belli birzamandırdünya mevsimi
Gönülün baharı yazı başkadır

Âşık Feymânî, “Ne Mutlu” şiirinde, töresini anlatırken tüm mısralarında kimi zaman kardeşlikten, dost sevgisinden, kimi zaman vatan sevgisinden dem vurur, bizi biz yapan değerleri sıralar, birlik ve beraberlik duygularını mısralarına işler.
Ben doğuyum, ben batıyım,
Zalime taştan katıyım,
Törem neymiş anlatıyım,
İşitene dinleyene,
Duygumuzca inleyene

Âşık Feymânî’nin bu şiirlerinin dışında da konusu nasihat olan çok sayıda şiiri vardır. Bu şiirlerde Âşık Feymânî, bütün insanları iyilik ve güzelliğe çağırmaktadır.
Hakimlik, hakemlik adalet işi
Teraziyi düz tutana sözüm yok
Ariflik, âlimlik kemalet işi
Nasihattir, söz tutanın, sözüm yok

Doğaya ve çevreye de hassasiyet gösteren Feymânî, tabiatın süsü ve vazgeçilmezi olan ağaç dikmeyi vatana ve kâinata hizmet olarak gösteriyor:
Nasihatım budureyinsanoğlu,
Kâinata hizmet olsun, ağaç dik,
Yeşil yamaç densin bozkırın adı,
Aziz vatan cennet olsun ağaç dik

Âşık Feymânî, “Ormanın Sırrı” şiirinin tamamında, doğa dostu bir yaklaşımla insanları yeşili sevmeye, korumaya davet ediyor. Hatta şiirin 7. dörtlüğünde ağaç dikenin cennetlik olduğunu da ekler ve bu davranışın dini boyutunu da gözlerönüne serer.
Ağacı sevelim bizler,
Orman bizden sevgi gözler,
Çiçeğinde nelergizler,
Arı balınan konuşur.

Hem dikelim, koruyalım
Ateş atıp yakmıyalım
Faydalı insan olalım
Dere selinen konuşur

Âşık Feymânî, genel olarak şiirlerinde toplumsal konularda nasihat verirken toplumsal eleştirilere yer verir ve toplumda kötü giden bazı şeyleri dile getirirken iyi olan şeylere de övgüler dizer.

Dini Unsurlar Barındıran Nasihatler

Adanalı âşıklardini nasihat konulu şiirlerinde din, Allah, peygamber, mürşit sevgisini işleyip İslami ahlâkın kurallarına uyulmasını öğütler. Âşıklar, insanlara öğüt verirken, iyiyi, doğruyu, güzeli gösterirken, dünyanın geçiciliğini anlatırken, gerçek ebedi mutluluğun yolunu şiirlerinde dile getirirler.
Âşık Feymânî de dini unsurlarla ilgili olarak, güzel huy, ahlak, şeref, hayâ, doğruluk, dürüstlük, cömertlik, sabır, şükür, helal, haram, yardımseverlik, çalışkanlık, ilim, merhamet, kibirden uzak olma, vefa, iyilik, sevgi, olgunluk, hikmetli olmak, Hakka riayet, Hz. Peygambere muhabbet, inançlı olmak, kul hakkı gibi kavramlara yer verir.
Feymânî, “Çağrı” isimli şiirinde okumanın, çalışmanın kültürümüzdeki önemini hem, törenin hem de dini inancın gereği olarak görmektedir. Dinimizde önemli yeri olan ilk emre telmihte bulunmuştur:
Çalışanlar yükselirmiş,
Bunu bana törem demiş,
İlk emirde, “Oku” imiş,
İyi insan olalım gel

Yine “Çağrı” isimli şiirinde aynı zamanda iyi insan olmanın eğitimle mümkün olabileceğini vurgulamaktadır:
Mektep, medrese tahsil,
Yapanlarilime dâhil,
Okumayan kalırcâhil,
İyi insan olalım gel.

Dini konularda öğüt verirken şiirlerinde anlatım biçimi olarak genellikle emir kipini kullanır. Feymânî, bu anlatım biçimini kullandığı “Yaklaştık” şiirinde ömrün geçiciliği, ölümü kısa, keskin bir dönemeç olarak nitelemiş ve ölümün yaklaşmakta olduğunu, can göçü sefere çıkmadan bir can bile incitmemenin gerektiği yönünde nasihatlerde bulunuyor.

Eygönül acele etme,
Aha şurda ne kaldı ki!
Aman ha bircan incitme,
Aha şurda ne kaldı ki!

“Kudreti İlahi” şiirinin tamamında da kulun kulluğunda halin en güzeli olduğunu dile getirir. Ayrıca güle telmihte bulunarak Hz. Peygambere olan muhabbetten bahseder ve cahil ile kâmil kişiyi de mukayese ederek benliğinden nasıl sıyrıldığını şiirinin son dörtlüğünde söyler:
Beheygönül kâinatı seyreyle,
Bunca mahlûkatın kul en güzeli,
Hayal eyle hakikati seyreyle,
Kulun kulluğunda hal en güzeli.

Eğer pehlivansan nefsini devir,
Güçlü isen şerri hayra çevir,
Bilemezsin tuz kokusu ne tevir,
Bütün lezzetlerin bal en güzeli

Sözümün eriyim, Hak cevheriyim
Amma görünüşte bir serseriyim
Feymani harabat olmuş biriyim
Hasretinle solmuş yüz bende bende

Feymânî, dergaha bağlı olmanın öneminden, nefis ile mücadele eden bir insan tipi idealize etmiştir. Bu idealize tipin kendisinde var olduğunu, sözünün eri ve Hak cevheri olduğunu dile getiriyor:
Yabanda gezme eykardaş
Birdergâha varteslim ol
Nefsin ile eyle savaş
İkrarında durteslim ol

İlime isyankârcahilin aklı
Kolayfethedilen cephe değilim
Viraneyim amma define saklı
Boş toprak yığını tepe değilim

Deyim ve Atasözlerinin İçinde Bulunan Nasihatler

Âşıklar düşüncelerini kısa ve özlü bir biçimde anlatmak, uyarılarda bulunmak etkileyici ve sanatlı bir anlatım sağlamak için atasözlerini kullanırlar. Bununla birlikte, birtutumu belirleme, özel bir durumu anlatma amacıyla sık sık deyimlere başvurarak nasihatlerde anlatım zenginliğini sağlarlar.
Birkaç örnek verelim:
Âşık Feymânî şiirinde bilgisiz ve eğitimsiz kişilerin çevreye zarar verebileceğine sık sık dikkat çekmiştir. Bundan dolayı cahillerden uzak olmayı yeğlediğini şiirlerinde belirtmektedir:
Câhilnen pazaretmedik,
Câhil sözü eğridir,
Neye değse ağrıdır
Acı dil câhil bağrıdır,

Taşa değse de ağrıdır
Câhili muhtar edersen,
Köyüne faydası olmaz
Câhille dost olanın itibarı pul olur.

Kul Mustafa ile atışmalarında yılana yavrusunun melek görünmesi, koyunun gözünde kuzunun bir başka olması “Kuzguna yavrusu şahin görünür.” atasözünü çağrıştırmaktadır. İnsanların sevdikleri kişilerin yetenek ve özelliklerini olduğundan daha üstün, daha güzel gördüğüne işaret etmiştir:
Dünya Feymani’ye felek görünür
Karıştırırseçer, elek görünür
Yılana yavrusu melek görünür
Koyunun gözüne kuzu başkadır

Kul Mustafa ile atışmalarında Feymânî “azmin elinden hiçbir şey kurtulmaz” sözüne işaret etmiştir:
İnsanoğlu azmederse
Zora dağlarmı dayanır?
Dümdüz olurdere tepe
Kara dağlarmı dayanır?

Kul Mustafa ile atışmalarında Feymânî, “Denize düşen yılana sarılır.” atasözünü çağrıştıracak sözlersarf etmiştir:
Muhabbet cenginde söz silahını
Giyinip kuşanıp kurulmayasın
Dikkat eyle ileride deniz var
Düşünce yılana sarılmayasın

Kul Mustafa ile atışmalarında Feymânî, sabretmenin önemine işaret etmiştir. Ayrıca 2. dörtlük “Altın yere düşmekle pul olmaz.” atasözünü çağrıştırır mahiyettedir. Değerli kişinin, bulunduğu yüksek yerden uzaklaştırılmakla ya da sosyal konumunu yitirmekle değerinden bir şey kaybetmeyeceğini, erdemli ve fazilet sahibi insanın değerinin azalmayacağını anlatmak istiyor:
Sabıretmek ilimlerin başıdır
Bu benim yaptığım aşk savaşıdır
İnsan şerefiyle köşe taşıdır
Kilise damına örülmeyesin

Feymani içinde kötü his tutma
Sadık dosta darılıp da küs tutma
Altın ise altınlık yap pas tutma
Sonra çarçamura garılmayasın

İnsanda evvela olgunluk gerek
Temelsiz binaya verilmez direk
Aklınca cennetlik kulum diyerek
Sonra cehennemde görülmeyesin

Vatanla İlgili Nasihatler

Âşık Feymânî’nin tarihi olayları, özellikle kurtuluş mücadelesini konu alan pek çok şiiri vardır. Âşık Feymânî “Kadirli Yedi Mart Destanı”nda Kadirli ilçesinin Kurtuluş Savaşı’ndaki mücadelesini anlatmıştır:
Dokuz yüz yirmi de, yedi mart günü,
Tekrarsahip çıktık, biz Kadirli’ye.
Ters çevirip Fıransız’ın yönünü,
Bıraktık silinmez iz Kadirli’ye

“Feke’nin Kurtuluş Savaşı Destanı”nda ise Adana’nın Feke ilçesinin Kurtuluş Savaşı’ndaki mücadelesini anlatmıştır:
Bin dokuz yüz yirmi, yirmi iki mart,
Başlamıştı son savaşı Feke’nin.
İşte tam gelmişti beklenen fırsat,
Müjdeledi dağı, taşı Feke’nin

Âşık Feymânî, “Kıbrıs ve Türklük Destanı” isimli şiirinde Kıbrıs Barış Harekâtı’nı anlatmıştır:

Yirmi temmuz, bin dokuz yüz yetmiş dört,
Türklerin Kıbrıs’a çıktığı gündür.
Destanlarsahibi adil milletin,
Cunta rejimini yıktığı gündür

Feymânî, şiirlerinde vatanla ilgili nasihat verirken; Türk olan insanların Türklüğünden gurur duyması gerektiğine dikkati çekerek destanlar yazan tarihe sahip çıkılması yönünde telkinlerde bulunur. Bunu da tarihteki zaferlerden feyz alarak ve örnek göstererek yapar.

Sağlık Konusunda Nasihatler

Kul Mustafa ile Feymânî’nin mektuplu atışmalarında Feymani, laçka damağın dişi tutmayacağını ayrıca sara hastalığı olan birinin ayaklarının tutsa bile başının tutmayacağını söylemiş, dolayısıyla saralı hastaların profilini çizmiştir:
Şaşkın yolcu yola gidereverek
Eniş, yokuş menzilini severek
Mideyi aldatırlokma geverek
Laçka damak dişi tutmazmış

İmanı inancı para olanın
Yüzü gülmez özü kara olanın
Hastalıkta derdi sara olanın
Ayakları tutsa başı tutmazmış

Kötü Davranışlarla İlgili Nasihatler

Âşık Feymânî birçok şiirinde eğitimsizlik ve bilgisizlikle savaş içindedir. “Cehâlet bir hastalıktır ve acilen tedavi edilmesi gerekir. Bunu başaramayan bir toplumun yaşamasının güçlüğüne işaret eder ve böyle bir ortamda bulunulmamasını yeğler.”
Cehaletle ve eğitimsizlikle ilgili şairin çok fazla şiirlerini tespit ederek bunlarkötü davranışlarla ilgili nasihatlerkategorisine dâhil ettik:
Sakın mekân tutma câhil yurdunu.
Âşık Feymânî’ye göre câhillik (eğitimsizlik) insanoğlunun kurtulması gereken bir hastalıktır. Bu hastalığın tedavisi ise ancak okumak, öğrenmek ve eğitim almakla mümkündür.
Feymânî, “Gönül II” ve Gönül III” şiirlerinin bazı dörtlüklerinde, mazluma kötü davranılmaması gerektiği, kalpte kin, kibir tutulmaması gerektiği yönünde nasihatlerde bulunuyor:
Nasihatım birmazluma,
Çatanlardan olma gönül.
Daim kalbinde kin, kibir,
Tutanlardan olma gönül

Âşık Feymani, Selmani’yle atışmasında birinin gitme, diğerinin göndermeme isteği bir deyişmeye sahne olmuş ve âşıklar bunu kendi tarzlarıyla dile getirmişlerdir. Bunu dile getirirken de Feymani, Selmani’ye giderken namerdin evinde yatmaması ve kötü söz tutmaması konusunda nasihat eder:
Gidiyorsun madem kem sözü tutma,
Namert hanesinde sakın ha yatma,
Feymani’nin ricasını unutma,
Gel gitme Selmani Çukurova’dan,

Feymânî, dünya malına ve şöhrete tutku derecesindeki bağımlılığı insanlık zaafı olarak görür:
Servete, şöhrete gel olma bende
Kaç türlü gül biterbak şu dikende
Bu sırra ermedi gelip giden de
Birimtihan yeri imiş bu dünya

Feymânî, cimriliği eleştirerek tutumlu olmak ve tasarrufun servet kadardeğerli olduğuna dikkati çeker:
Cimri insan bakırkapta aş gibi
Dili zehir, kalbi katı taş gibi
Tutumlunun istikbali hoş gibi
Tasarrufu servet bil, dikkat eyle

Âşık, insanların sözüyle özü bir olmayanı eleştirir. Bu dörtlükte ideal insan tipini çizmeye çalışmıştır, insan has kötü davranış olarak er, yiğit olmaması, özüyle sözünün bir olmaması gibi nitelikleri ortaya koymuş ve öğütleme yapmıştır. Ayrıca özü sözü bir olmak ibaresi aynı zamanda deyim ve atasözü ile ilgili nasihatleriçerisinde de değerlendirilebilir:
İnsan var, heybetli ama erdeğil
İnsan var, hükümdarolmuş hürdeğil
İnsan var, sözüyle özü birdeğil
Köpek derisinde balı neyleyim

Sevda veya Sevgiliyle İlgili Nasihatler

Âşık İmami-Âşık Şıhlıoğlu-Âşık Feymani Atışmasında aşığımız, sevdaya düşmenin ve sevdayla yanıp tutuşmanın zorluğundan dem vurmaktadır:
Sevdaya düşmeyen çarkı pervane
Döndüm demeyinen dönmek olurmu?
Vücut iklimine ateş düşmüşse
Söndüm demeyinen sönmek olurmu?

Feymânî, “Gönül II” ve Gönül III” şiirlerinin bazı dörtlüklerinde,

Aman kadri mutlak şahım hüsnü rızana uyduk,
Kemaletten yüz dönmedik aklı izana uyduk,
Haddi tecavüz etmedik hakkı mizana uyduk,
Amma nedendirrastladık vefasız yara gönül?

Feymânî, “Kara Sevda” şiirinde, Leyla ve Mecnun aşkına telmihte bulunarak kara sevdanın ateşten gömlek olduğu hatta selasının bile okunduğu ve âşıklığın töresi olduğuna dairbenzetmeleryer almaktadır:

Vay haline oy haline,
Kara sevda çekenlerin,
Ezrail çıkar yoluna,
Kara sevda çekenlerin,
Aşka boyun bükenlerin.

Uslan diye etme emek,
Ne su içer ne yer yemek,
Selası okunmuş demek,
Kara sevda çekenlerin,
Aşka boyun bükenlerin.

Âşıklar hassastır gönül işinde
Mecnun’dur dolanır Leylâ peşinde
Bazı viranede bazı gülşende
Âşıklığın böyle töresi vardır

Sabır etmek ilimlerin başıdır
Bu benim yaptığım aşk savaşıdır
İnsan şerefiyle köşe taşıdır
Kilise damına örülmeyesin

Sonuç

Âşıklar şiirlerinde toplumumuzun geleneklerini, ahlakını, kültürel yapısını yücelterek bu değerleri pekiştirmeyi sağlayacak yönde eserlerle halkın eğitilmesine yardımcı olurlar.
Feymânî’nin incelediğimiz şiirleri içerisinde toplumsal konularda nasihat ile ilgili kavramların fazlalığı dikkati çekmektedir. Feymânî birlik ve beraberlik kavramları, doğaya, anneye, okula ve öğretmene sevgi-saygı kavramları, gelenek-görenekler ile birlikte çalışkanlığa övgü-tembelliğe yergi, tasarrufa övgü-israfa yergi, cehalet-bilim kavramları ile dürüstlük, cömertlik gibi meziyetleri de bireysellikten çok toplumsal boyutta ele alır. Şiirlerinde ilime ve âlime önem veren, sabırlı, cesur, yalansız, riyasız, hırslarından arınmış, iyi ahlaklı, bireyler olmaya yönelik telkinler vermiştir. Bu telkinler bilgi çağında yetiştirmek istediğimiz, ülkemizin ve dünyanın ihtiyacı olan ideal insanın özellikleriyle ilgilidir. Feymânî’nin şiirlerinde toplumun zaman zaman yozlaşması, değerlerini yitirmesi eleştirilerek, insanı insan yapan özelliklere önem verilmesi gerektiğine vurgu yapılır. Ayrıca, milli değerlere vurgu yapılarak vatan sevgisi bütün sevgilerin üstünde tutulmuştur.

Feymânî’nin şiirlerinde dini unsurlar barındıran nasihatleri de yoğunluklu işlenmiş olup bu maddeyi âşığın dini-tasavvufi konulu şiirleri içerisinde ele almak mümkündür. Feymânî’nin şiirlerinin dini boyutunda, dünyanın geçiciliği, bu yüzden dünyaya fazla bağlanmamak gerektiği, kutsal değerlere içten bağlılık, Allah’ın nimetlerine şükretme, insanın dini görevlerini yerine getirmesi öğütlenir. İslam ahlakı ile ilgili kavramlar ile İslami telmih ögelerine şiirlerinde sıkça yer veren Feymânî’nin sevda ve sevgiliyle ilgili nasihatlere ve sağlık konusundaki nasihatlere çok az yer verdiğini görürüz. Bunu da nasihat kavramının içeriğine bağlayabiliriz. Çünkü nasihatlerde daha çok toplumsal ve dini değerlere vurgu yapılır.

Kaynak: ARI Bülent, “Âşık Feymanide Nasihat”, (Ed. Hüseyin UZEL), Konuştuğumuz Dile Serenat 6 – “Âşık Şiirinde Bir Mektep Adam / Feymani”, Hatay Medya, 2018, s.34-43.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir