Sündüs Arslan AKÇA
ÜSTAD BAHAETTİN KARAKOÇ
Bahaettin Karakoç ismi ”Beyaz Kartal” sıfatıyla geliyor aklıma. Elinde bastonu geldiği yaşa meydan okuyarak yükseklere bakan bakışlarıyla resimliyorum zihnimde. Saçlarının rengi dağların doruklarına düşmüş karı hatırlatıyor bana. Gönül insanları nedense bu dünyadan göçüp gittikten sonra anılmaya başlanıyor. Daha bizimleyken, soluk alıyorken engin yüreğinden faydalanabilecek durumdayken hatırlanması, anılması ne de güzeldir.
Üstadımıza hayattayken verilen bu değer ne de yerinde ve zamanlı olmuş. Böyle bir çalışmanın içinde olmak da onurdur şahsım için. Vefa şair yaşarken verilmelidir. Herhangi bir yere ismi verilerek belki geçici dilde kalışını sağlayabiliriz. Güzel olanı, eserlerinin anlatılması, incelenmesi, gelecek nesillerle buluşturulması. Öğretilerinden faydalanıl-dığı zaman ölümsüz olur şair. Neslin kalbine, ruhuna işlenerek yaşamalıdır şair. Onlar ki, dizelerine aşk üflemişlerdir. Aşkla inşa ettikleri dizeler dokundukları dudaklarda da hoş bir tat bırakacaktır.
Üstadın ”Beyaz Dilekçe” isimli naatı için söylediklerini okuyunca inanılmaz etkilenmiştim. Böyle bir eseri kaleme alırken, her seferinde abdestle oturması ve dua ederek başlaması… Biliyoruz ki, Rahman istemezse iki kelimeyi bir araya getirmemiz mümkün değildir. Bunu da en iyi şairler bilir. ”Ben beyaz dilekçe ile yarışmaya girdiğimde, iki şiir ile girdim. Sonra iki şiir ile girilemeyeceğinden birinden vazgeçtim. Beyaz Dilekçe, 999 mısradır. Her oturup yazdığımda abdest aldım. Abdest almadan yazmadım. Hep Allaha dua ettim. Allah’ım utandıracağın bir şeyi bana nasip etme dedim. Sonra o şiir birinci geldi.” Şiire abdestli ve besmeleyle başlamak üstadın şahsıma bıraktığı öğretilerden biri oldu. Ve yine dillerden düşmeyen bir şiiri, Biri ”ne zaman?” dediğinde ilk aklıma gelen ” ıhlamurlar çiçek açtığı zaman” ”Bu şiir böyle doğarken dost elin elimdeydi Sen bir zümrüd-ü ankaydın, elim tüylerine deydi Sevda duvarını aştım, sendeki bu tılsım neydi? Başka bir gezegende de olsan dönüşüm hep sana Kesin bir gün belirtemem, n`olur takvim sorma bana -Ihlamurlar çiçek açtığı zaman.” Şiire; Allah, insan ve doğa üçgenini oluşturmadan başlamayan üstadımızdan öğrenilecek, düstur edinilecek çok şey var. Allah günümüzün Dedekorkut’ una hayırlı ömür versin.
Kaynak: AKÇA Sündüs Arslan, “Üstad Bahaettin Karakoç”, (Ed. Hüseyin UZEL), Konuştuğumuz Dile Serenat 4 – “Şiirin Beyaz Kartalı / Bahaettin Karakoç”, Olay Matbaası, Hatay 2017, s.25.