Selçuk KÜPÇÜK
TANRI DAĞLARI’NDAN BAĞIRINCA MEKKE’YE KADAR ULAŞAN BİR AVAZ
Ben Bahaettin Karakoç ismini 1980’lerin başından itibaren bilirim. Babamın kütüphanesindeki birçok dergi sayfalarında O’nun şiirine rastlayarak, ismine aşina olarak büyüdüm. Şiirine önceleri giremediğimi, metni içindeki müziğinin kapısını aralayamadığımı söylemem gerekli. Ama zamanla o kapı da aralandı. O’nun iz bıraktığı ırmaklardan su içe içe şiir yazmaya yöneldim. Bugün eğer şiir adına naif bir iddiamız var ise bu hiç kuşkusuz Bahaettin Karakoç’tan devraldığımız ses sayesindedir. Bu ses Tanrı Dağları’ndan bağırınca Mekke’ye kadar ulaşan ve dini, dili, rengi, meşrebi ne olursa olsun insandan, erdemden, vicdandan yana soylu bir avazdır.
Kaynak: KÜPÇÜK Selçuk, “Tanrı Dağları’ndan Bağırınca Mekke’ye Kadar Ulaşan Bir Avaz”, (Ed. Hüseyin UZEL), Konuştuğumuz Dile Serenat 4 – “Şiirin Beyaz Kartalı / Bahaettin Karakoç”, Olay Matbaası, Hatay 2017, s.21.