Ahmet Tevfik OZAN
BİR HATIRA BİR TESPİT
Bir şiir toplantısı için Azerbaycan Bakü’deyiz. Heyet kalabalık. Heyette aziz ağabeyimiz Yavuz Bülent Bakiler de var. Program boşluklarında Bakü’deki dostlar bizleri gezdiriyorlar. Nasıl olduysa kendimizi bir düğün sarayında bulduk. Çok kalabalık. Herkes süslenmiş. Yeni elbiseler, yüksek sesle kulakları tırmalayan müzik, çiçekler… Tam bir curcuna! Yavuz Bülent Ağabey, etrafa baktı. Bizi gezdiren dostumuza sordu:
– Bu tören neyin nesi? Dostumuz cevap verdi:
– Valla, yaş günü kutlaması.
Yavuz Bülent Ağabey yine sordu:
– Kimin yaş günü?
– Aha, şuradaki adamın!
Baktık takım elbiseli, yaşı ak pak olmuş bir kişi. Ben başımıza gelecekleri tahmin ettim. Bizi gezdiren arkadaş mikrofonu Yavuz Bülent Ağabey’e verdi.
Yavuz Bülent Ağabey öfkesini zorlukla gizleyerek kükredi:
– Ey Azerbaycan Türkü Gardaşlarım! Ben buralara aşığım, gelir giderim amma şunu biliniz ki: Karabağ esaretten kurtulmadıkça bir daha böyle yaş günü törenleri görmek istemiyorum!..
Ben içimden “Valla ucuz atlattık!” diyerek şükrettim. Biz Aziz Ağabeyimiz Yavuz Bülent Bakiler’e Allah’tan hayırlı ve uzun bir ömür niyazımızı mısra mısra arz etmek istiyoruz
ŞİİR DAĞI BAKİLER
Bakiler’den mektup gelmiş, aşikâr:
“Durup durup diyorum ki: Ay havar
İçimde tarifsiz bir sıkıntı var.
Savuşsam buralardan,
dolaşsam diyar diyar
Ama olmaz, biliyorum vaktim dar.
Bu kaçıncı böyle hüzünlü bahar
Tadı kalmadı suların zerre kadar
Hangi fırın ağzındadır bu rüzgar
Ay havar! Ay havar! Ay havar!..”
Dağlar, zorla gitmez cennet katına.
Ancak kendi ister, vakti gelince.
Dostlar, sevgililer yerli yerinde.
Arada bir tül var inceden ince.
Bir Kız Torunu’nun, dünya güzeli
Elmas gözlerinden yaş düşmeyecek.
Nice güzel güller, sema katından
Yağacak Yavuz’un düş bahçesine.
Dağlar, zorla gitmez cennet katına.
Ancak kendi ister, vakti gelince.
Kaynak: OZAN Ahmet Tevfik, “Bir Hatıra Bir Tespit”, (Ed. Hüseyin UZEL), Konuştuğumuz Dile Serenat 8 – “Cihanı Dirilten Turan Cemresi / Yavuz Bülent Bakiler”, Hatay Medya, 2019, s.8.