Hasan SAĞINDIK
BENDEKİ YAVUZ BÜLENT BÂKİLER
Üniversite yıllarım İzmir’de geçti. Her öğrenci gibi Kemeraltı Çarşısı uğrak yerimizdi. Karakolun yanındaki camiinin bitişiğinde bir kitapçı vardı. Yavuz Bülent Bâkiler abinin ilk kitaplarını oradan aldım.
Kitabevi sahibi beni tanırdı. “Biraz kadın kokar şiirleri.” dedi. Daha ciddi kitaplar okumamı istiyordu belli ki… Tebessüm ettim.
Yıl, 1990 veya 1991. Yer Manisa. Orada oturuyorum artık. “Yavuz Bülent Bâkiler Abi burada, öğretmenevinde oturacağız.” dediler. Güzel haber, heyecanlanmıştım. Her zaman olduğu gibi, kelimeleri dikkatlice seçerek bir konuşmasıyla ilgili hatırasını anlattı. Yanındaki kişiye saat tutmasını ve bu sürede kaç defa “ıııı, eeee, aaaa, şey, vb.” gibi -kelime bulamadığı için- boşluk dolduran ifadeleri kullandığını not etmesini söyler. 3 saatten fazla konuşur ve bir kez dahi bu ifadeleri kullanmaz. Müthiş bir disiplin ve kelime hazinesi… Bu yönünü hiç bilmiyordum.
Konu şiirlerden açılınca: – Hasan Bey! Belki benim şiirlerimden birini de bestelersiniz, dedi. – Birini besteledim abi, dedim. Şaşırmıştı, merakla sordu: – Hangisini? – Anamın Türküleri. Memnun olmuştu. Ben daha çok memnun olmuştum Türkçenin köşe taşlarından biriyle tanışmaktan, yüz yüze görüşmekten. Bu eser, 1991 yılında çıkardığım “Beni Yaşarken Anla” albümünde yer aldı.
Bazı insanların varlıkları bile huzur verir; iyi ki varsın Yavuz Bülent Bâkiler abi.
Kaynak: SAĞINDIK Hasan, “Bendeki Yavuz Bülent Bâkiler”, (Ed. Hüseyin UZEL), Konuştuğumuz Dile Serenat 8 – “Cihanı Dirilten Turan Cemresi / Yavuz Bülent Bakiler”, Hatay Medya, 2019, s.9.